Doggie Style

Ayıpçı bir başlık olmakla birlikte...

 

-----------------------------

 

Köpekleri pek sevmem.

 

Kendilerine karşı bir sevgisizliğim yok. Sadece daha ziyade kedileri tercih ederim.

 

Bununla birlikte yolda bir kedi gördü mü "ayyy yhhaaaaağğğ inanmıyoroooommmm" diye hayvanı sütyeninin içine sokan aplalar güruhundan da değilim.

En fazla poposundan bir ısdırık alırım.

Arkadaşlar arasında popodan küçük bir ısırığın lafı olmamalı bence.

 

Hasılı köpekleri pek sevmem.

Sevmezdim.

Bu haftaya kadar. 

 

-----------------------------

 


Aha bu gördüğünüz eşşoğlueşşek (ama dişi bir eşşoğlueşşek) dağ başındaki görevimizde resmen beni gözüne kestirdi.

 

Salmıyor, bırakmıyor, sırnaşıyor, cilveleşiyor vs vs vs...

Nöbet sıram geldi silahın ucuna ucuna geliyor gitmeyim diye, yeleği falan giydirmiyor, biliyor çünkü gidicem.

 

Baktı olmuyor o da benimle nöbetlere gelmeye başladı.


Ama yine rahat durmuyor, tır durduruyorum bu da geliyor, vatandaşla aramıza giriyor. Kimlik alıcam elime elime geliyor, vatandaş da zannediyor ki eğitimli, arama köpeği falan.


Yoo, dağların boş gezeni bildiğin...

 

Ama varsan baksan dokuz dağın efesi.

 

-----------------------------

 


Başta sadece parmak ucuyla seviyordum.

Dediğim gibi, bir sevgisizlik yoktu ama öyle çok bi sevgi de yoktu köpeklere karşı. Isırır mısırır, şu yaştan sonra haberlere konu olmayalım köpeğin ısırdığı polis diye bayaa bi çekindim.

 

Ama ilerleyen günlerde bildiğin stres topu gibi sıkmalar, mıncırmalar falan gırla...

 

Artık yoruluyorum bir yerden sonra, patisiyle elimi çekiyor "okşasana lan, köpek mi oynuyor burada" dercesine başının üstüne koyuyor, bildiğin youtube komik hayvan videosu...




Gıgısı da bi ılık, bi yumuşak.

Eldiven getirmeyi unutmuşum, ne zaman elim üşüse gıgıya sokuyorum ohhh sıcacık missss...

 

----------------------------- 

 

O haberlerde gördüğümüz, şehit olmadan önce güneş gibi gülümserken fotoğrafı çekilen polisler/askerler geldi aklıma.

 

Bir an için onlar gibi hissettim.

 

Onlar da muhtemelen tıpkı benim gibi dağ başlarında, dereboylarında görev yaparken, tıpkı benim gibi tenekeden bozma siperlikler yada beton duvarlar veya konteyner noktalarda nöbet tutarken, tıpkı benim gibi arkadaşlarıyla yada kedi köpek severken, tıpkı benim gibi hatıralık fotoğraflar çekmişlerdi.

 

Her ihtimale karşı benim de bir iki fotoğrafım kalsın, gün gelir ben de bir gün tıpkı onlar gibi olurum belki:

  

Van-820'den Vatana Millete Sevgiler, Esenlikler...

Ölü Gibi Diriler...

Bin satırdır "özledim, hasretim, içim yanıyor" deyişlerimi okumayıp, görmeyip, duymayıp da, işine gelmeyen söylenmemiş yalanın -yada saklanmış gerçeğin- kokusunu 1.500 km öteden alıp sabahın 6'sında savunmalara geçmek;
Amma velakin hayatının hayalkırıklığını yaşattığı adamın vefatına lutfedip de bir başsağlığı dilemeye tenezzül etmemek...
 
"Daha da evlenmem, bu saatten sonra evlilik, aşk vs. bunlar hayatımda yer almayacak ama sana mutluluklar dilerim" deyip birkaç ay sonra evlenmek,

Tesadüfen icat olan sosyologlar,
Blogumu takip edesi tutan teyzeler,
Kendi namusundan bîhaber namus bekçileri...
 
Sevmiyorum bunları,
Nefret ediyorum hatta!!!
 
----------------------
 
Aldatmak illa ki de yabancı bir adamın/kadının koynuna girmekle olmaz.

Bazen kocanın gözünün içine baka baka gerçeği saklayarak da ihanet edersin.
 
Koca olacak o eşşoğlueşşek de böyle salak yerine kona kona, keriz keriz ortalarda dolaşır, saf saf her ota boka inanır.

Kalıbına tükürdüğümün... 
 
---------------------- 
 
Bugün 35 yaşına gelip de hala bir yuva kuramadı isem,
Daha da kötüsü artık evlilik kelimesi anılınca bilmem nereme sağlam bir tekme yemiş gibi içim kalkıyorsa,
Kimseye zerre kadar güvenim kalmadı ise,
Benim babam 86 yaşına girecekken torununu kucağına alıp sevemeden, bir kızı "gelinim" diye bağrına basamadan bu dünyadan göçüp gitti ise;

Bunun sorumlusu aramızdan bazı kişilerdir.

Umarım o kişiler ettiklerini çekmeden ölmezler!!!

Ben şahsen ne ettiysem çektim.
Ne ettiğimi bilmiyorum ama yine de çektim.
Kesin bir halt da ben etmişimdir.
 
2 aylık evlilikten adım evlenmiş de boşanmışa çıktı mesela.
Ne hastalıklılığım kaldı, ne kuşukalkmazlığım, ne gavatlığım, ne bir kadını idare edemeyecek kadar erkek olmayışım kaldı.
 
Evlenmeden birinin koynuna girmediğim için işitmediğim hakaret kalmadı, hele de evlenmeden birinin koynuna girmiş kişiler tarafından!

Sahi;
Seks dediğiniz hakikaten bu kadar mı önemli lan!
Cidden bu kadar mı hayatınıza yön verecek kadar önemli çükünüz/kukunuz?
Düzüşmek cidden bu kadar mı kıymetli?
Bu kadar mı azdınız oğlum, yerin dibine geçsin o kuruyup kalasınca bilmemneyiniz lan!!!
 
----------------------  
 
Babam hayattaki herşeyimdi!
O kadar herşeyi ona göre planlıyordum ki,
Babam kollarımda vefat eder etmez ilk yapmak istediğim şey bu durumu hemen içeri girip babama söylemekti.
 
Mezarına indirip de toprak atarken gözlerim babamı aradı, kürek vereyim de o da atsın, dua okusun diye...
 
Eve girerken baba bak şu arkadaşım da geldi cenazeye diye haber vermek istedim.
 
Hayatı onsuz hiç düşünemiyordum.
Hala da düşünemiyorum,
İleride de düşünemeyeceğim.
 
Daha tam olarak 1 ay bile olmadı...


----------------------  

Şu an bulunduğum memlekette çok sık kullanılan bir laf "ölüm hojdur abi, ölüm hojdur"...

Ölüm gerçekten de hoj.
İyi ki öleceğiz.
Gerçekten iyi ki öleceğiz...
 
 
  




---------------------
 
Notatosfer: Bayağı, sıradan, özelliksiz, sıkıcı, sıkkın, anlaşılmaz, bıkkın, pespaye biri oldum ben artık, belki başından beri öyleydim bilmiyorum. İnceldiğim yerden kopalı birkaç yıl oluyor. Çok şey yapmayın...