Sövgüye Övgü

Hayatıma girip, içine bir temiz sıçıp sonra da kahırlı kahırlı çıkıp gidenler...

Nasılsınız arkadaşlar?
 
Başınız arşa, kıçınız Marsa vardı mı?
 
Beni sorarsanız iyiyim.
Yarattığınız güvensizlik, kazandırdığınız inançsızlık ve sağladığınız sevgisizlikle kül gibi geçinip gidiyorum.
 
Sayenizden anladım bu hayatın geçiciliğini.
124.000 peygamberin 1.000.000 yıldır anlatmaya çalıştığı "bu hayat geçici, bu dünya yalan" düsturunu siz bir kaçınız, hem de sadece birkaç yılda öğretmeyi başardınız, eksik olmayın.
 
Hayatım sayenizde daha güzel değil, ama emin olun ki daha iyi!!
 
Kendine bundan sonra aşkı, evliliği ve mutluluğu reva görmeyen ama bana mutluluklar dileyenlerinizden, 3. kocasından boşandıktan sonra soluğu bende alanlarınıza,
 
15'inde koynuna girdiği pu*tlardan, "nasıl olduğunu anlayamadan hamile kalanlarınıza",
 
Gözümün içine baka baka yalan söyleyip kendini namus denen şeyin bekçisi ilan edenlerinizden, "vallahi boşandık" deyip "ya senin de yüzüne bakmaya utanıyorum ne zamana adını ansam içimden bir dünya kopuyor"cularınıza,
 
"Sen yeter ki gel birşey yapmana gerek yok" deyip "birşey yaptığın yok o yüzden çağırmıyoruz" diyenlerinize kadar...
 
Topunuzun köküne kibrit suyu canına yandığımın.
 
Hayatıma mutsuzluktan başka birşey vermediniz!

Kahır kahır kahrolun!
Kahırlarınız kukunuzda (yada pipinizde) patlasın!!!


--------------------------


 
Bir zamanlar umut ve sevgi saçan, denli, edepli blogunuzdan selamlar; onlardan kalmadı artık, bitti, tükettiler el birliğiyle...