Die Tote Eule

Az dünyayı keşfe çıkayım derken (epi topu 40 km ötem), belki güzel birşey görürüm, iki dakika nefes alırım diye alıp düldülü yollara vurmuşken Wagner operası gibi bir durumla karşı karşıya kalıverdim.

 

 

Die Tote Eule / Ölü Baykuş

Evet, Almanca; çünkü çok daha havalı oluyor...

-------------------- 

Muhtemelen karşıdan karşıya uçarken hızlı bir araç çarptı. Ve bu olay benim oraya gelmemden az bir süre önce oldu sanırım, çünkü ne kokma, ne karınca üşüşmesi ne de bir kirlilik vardı hayvancağızda.

Hatta daha fazla parçalanmasın diye yol kenarından kaldırırken gözlerinin aralandığını gördüğümde cansız bir sarılıkla parlıyordu (cümleye gel be).

Günümün kalan kısmı bu garibanın halini düşünmekle geçti. Dağlar tepeler aştım, göller dereler geçtim, saatler sonra bile hâlâ o vardı aklımda.

Babamın gözlerinin feri sönmeden, göz kapaklarının arasından ince bir bakış gördüğümü hatırlıyorum.

Kuşun başı geriye düşerken de gözlerinin arasından öyle bir bakış gördüm sanırım.

Çocukluğumuzda oynadığımız sarı bilyeler gibi.

-------------------- 

Ya da artık tümden delirdim ben galiba...

Evet evet, deli manyak bir gerizekalıya dönüştüm.

Bir akıl hastası oldum!!!