Yıllar önce, daha ben portakalda vitaminkene, anacağızım zamanın en gözde basın kuruluşlarından olan Günaydın gazetesinin "Yavrunuza İsimler" ekini almış.
Bazı isimlerin altı çizilmiş, bazılarının yanına "ayrıca şu dilde şu demek", "Fars kökenli, Bulgar kökenli", "teyzemin torunun adı" gibisinden notlar düşülmüş.
Benim iki adımdan ikisi de o kitapçıkta yoktu. Zira ben orjinal bir kimseymişim, annem bir adımı rüyasında görüp koymuş. Babam da "Abdül" serisinden pek duyulmamış bir ön ad daha eklemiş. Derken adlanmışım sanlanmışım ve bugünlere gelmişim.
----------------------------
Şimdi efendim, lider dediğimiz, kahraman dediğimiz veya tarihi kişilik dediğimiz karakterler, bir kere zaten yaptıkları işlerle kendilerini biz normal, alelâde insanlardan ayırıyorlar, orası okey zaten.
Yalnız siz hiç mesela Oytunç diye bir kahraman duydunuz mu? Yada mesela Murtaza?
Biri çıkıp da size "Aaa öyle deme Abuzittin Yardıray büyük bir insandır, ülkemizi düşmanlardan o kurtardı" dese bu size ne kadar inandırıcı gelirdi?
İsimden kaybeder bir kere insan!
Bir gün köyünüzün meydanına soluk soluğa bir çocuk geliyor ve "Ağalar koşun, Seyyit Şehriyar Paşa köyümüze teşrif ediyor." diyor.
Hemen ardından diğer yönden başka bir soluk soluğa çocuk da "Ağalar onu boşverin, asıl Ökkeş Paşa köyümüze teşrif ediyor, hadi toplanın." diyor.
Şimdi siz olsanız koskoca, anlı şanlı, aynı anda hem Seyyit hem de Şehriyar bir paşayı mı karşılamaya gidersiniz yoksa nacizane, ufak tefek, mülayim Ökkeş paşayı mı?
Siyasi görüşlerine gıcık değilseniz veya işin içinde bir kurnazlık yoksa pek tabiiki Seyyit Şehriyar paşayı karşılarsınız. Hem çok afedersiniz kim naapsın Ökkeşi allasen?
İsim önemlidir ağalar beyler!
Filmin sonunda en güzel kızı öpen, en sağlam arabayı alan ve dünyanın yedi ceddine okuyanlar hep Şehriyarlar, Berkecanlar, Alperler olmuştur.
Sizin bizim gibi Ökkeşler, Aliler, Veliler, Seracettinler ise sonsuza dek sevimli yardımcılar olmaya, filmin sonunda ölmeye, küçük rollerde ömür çürütmeye mahkumdurlar.
----------------------------
Yine de siz gelin, benim "En Sevdiğim Lider İsimleri" listeme bir göz atın.
Yalnız şunu da belirteyim, bu liderlerin siyasetleriyle, görüşleriyle falan zerre kadar bir işim yok, şu an için tek ilgilendiğim şey isimleri. Sonra "vay niye bizim köyüm muhtarını da yazmadın üleyn, o da büyük adamdır" veya "vay seni gidi laik ateist agnostik aczmendi müsveddesi seniiiii" demeyin de, aman...
Hem belki aranızda bugün çocuğumuza ne isim versek diye kara kara düşünen veya marjinal olmak adına en duyulmadık isimler, rumuzlar, nik neymler arayanlara bir hayrım dokunur.
Eveeeet, işte o liste, işte o liderler.
Haşâyar Şah
Eski Persçe'de Haşayitha-i Haşayithanem, Antik Yunanca'da Xerxes adıyla bilinen, "Kralların Kralı" veya "Şahların Şahı" anlamına gelen, Ahamenid Hanedanından, MÖÖÖ'den önce 519'da doğmuş Pers Kralı.
Kendileri, Çanakkale Boğazını, gemileri yanyana dizip kalın halatlarla bağlayarak oluşturduğu geçici bir köprüyle geçmesiyle ve akabinde Thermopylae Savaşında Yunan ordusunun taktik başarısı karşısında sakalının boğumlarını tek tek yolmasıyla ünlüdür. Ha sonunda savaşı kazanmıştır o ayrı.
300 adlı, Frank Miller'in mükemmel çizgiromanından uyarlama berbat bir filmden, cüzzamlı bir ordusu, lezbiyenlerden oluşan bir haremi ve 3 metrelik bir vücut yapısı olduğunu öğreniyoruz...
Favori lider isimleri listemde her daim bir numarada kalacak sevgili bir arkadaşımızdır kendileri. Ha hapşurdu, ha hapşuracak, haşhaş çekmekten hapşurma krizine giriverecek sanki...
Şuppiluliuma
Bu adı son derece şapırtılı ve lolipoplu kralımız programımıza Hitit tahtından katılıyor. MÖ'lü yılların 1380'lerinde doğmuş. Adı "Saf Kaynaklı Su" anlamına geliyormuş. O zamanlar Erikli veya Hayat su yokmuş tabii. Bütün işleri Hattuşa Devlet Su İşleri yürütüyormuş.
Dostumuz Şuppiluliuma, ileride Mısır ve Hitit'in birbirileri üzerinde hak iddia etmelerine neden olacak ilk kız alıp verme olayına girdiği için ne derece doğru bir karar vermiş tartışılır.
Asurnasirpal
Bu görmekte olduğunuz kanatlı dede, adından da tahmin edileceği üzre bir Asur kralı, adının anlamı da tahmin ettiğiniz vech ile "Asur Tahtının Koruyucusu". Eksi 883 yılında korumaya başlamış tahtını.
Habur Nehrinden Fırat nehrine kadar ülkesini genişletmiş. Ayrıca ülkesine Sfenks kültürünü getirmiş. Kendisinin de bol sayıda Sfenks formunda heykelini yaptırmış. Ayrıca çokça da Akbaba başlı kabartmaları var... Biraz ilginç bir dedemizmiş, saygı duyuyoruz tabii de...
Sha Nagba Imuru
Bir aslanı kafa kola olan bu kralı aslında hepiniz biliyorsunuz. Kendileri, tarihçilerin İnek Yılında (MÖ) 2500'lere tarihlediği bir vakitte doğmuş, adıyla sanıyla, Uruk Kralı Gılgamış. Peki ama nedir bu Sha Nagba Imuru?
Gılgamış Destanını okuyanlar bilirler. Zavallı kralcağız ölümsüzlüğü arayım derken başına gelmeyen kalmamıştır. Tanrıçayla anlaşmazlığa düşer. Tanrıça Enkidu diye bir yaratığı musallat eder. Gılgamış bu yaratığı iki tatlı lafla kandırıp kendi yanına çekince Tanrıça yine dellenir Enkidu'yu öldürür.
Cinayet mahalinden ayrılan Gılgamış yolda giderken Nuh Tufanına denk gelir, dalgalarla cebelleşir, derken mağaralara sığınır, bir kadın aklını çeler vattırı vızzırı... Yani adam krallık yönetmek, hüküm sürmek dışında ne kadar ayak işi varsa hepsini icra etmiştir.
Nihayetinde kendine Sümer dilinde "Çok Şey Görüp Geçirmiş, Çok Şeye Şahit Olmuş" anlamına gelen "Sha Nagba Imuru" gibi artistik bir ad seçmiş haklı da olarak...
Bu arada antik uygarlıklara, benim gibi böyle duyulmadık ilginç isimlere meraklı OTEP adındaki metalik sarışın, Sepsis şarkısını ona armağan etmiş. Teşekkür ediyoruz kendilerine.
İmre Tökeli
Bu büstünden ve sağlığında yapılmış çoğu tablosundan, bir prensten ziyade halk şairi, ozan gibi biri izlenim veren bu ağabeyimiz Macaristan'dan teşrif ediyor. Adı da çoğumuzun tarih derslerinden hatırlayacağı İmre Tökeli, orijinal şekliyle Thököly Imre.
Osmanlı desteği ile 1681'den, 1705'te İzmit'te ölümüne kadar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile olan münasebetlerde ve daha bilumum savaşta yararlılık göstermiş, hatta kısa ömürlü bir Orta Macaristan Krallığı bile kurmuş. Osmanlının Viyana bozgunu üzerine anlaşmalarla elden çıkartılacak pek çok kale arasında kendisine bağlı yerler olsa bile savaşmadan terk etmemiş. Sonunda Avusturya'ya esir düşmüş.
Osmanlılar tarafından fidyeyle kurtarıldıktan sonra yine pek çok savaşta Osmanlı ordusunun başına geçmiş ve yararlı hizmetleri nedeniyle Transilvanya'ya prens olmuş. Meşhur Karlofça Anlaşmasıyla buradaki topraklar da elden çıkınca, bu masa başında kaybedilen topraklar yüzünden ülke yönetimi işinden baymış ve İzmit'e gidip süper emeklilik istemiş.
O değil de ben bu arkadaşı İmre adında bir Türk diye biliyor, adına da Töke diye bir köyde, kasabada falan doğduğu için Tökeli deniyor sanıyordum. Konyalı Şerife, Kahtalı Mıçı gibi birşey hani...
Olsun olsun, bizden olmak isteyen bizdendir.
Hürmetler abi, bin tane Habsburg hanedanı feda olsun, senin canın sağ olsun.
Iosif Vissarionovich Dzhugashvili
Yaaa siz onu tanımazsanız o da size böyle naniiiik yapar işte. Adam zaten Rus değil ki bikere, Gürcü o Gürcüüü akıllıııaaaam...
Ee ama Stalin mtalin ne dalga? O lakabısı bikere onun. Сталин diye yazılıyor, "Çelik Kişi" demek, yaa ben Rusça biliyorum yaaa yaaa işteee...
Bir belgeselde öğrenmiştim asıl adını. Çok yaşlı bir teyzeye Stalin'i soruyorlardı "Aaaa Çuvagaşviliiii ehehehe" diye gülüyordu teyze kameraya. Oradan bir merak doğmuştu ne alaka diye, meğerse işin iç yüzü buymuş. Bir de Rusçası çok aksanlıymış. Yani mesela bizde bir başbakanın "Eeepten aykırı gidersin bea, anacaazını da alıp gidecan mı bagam?" demesi gibiymiş.
Vay gidi Çuvagaşvili, sen de az değilsin ya hadi neyse...
Cevahirlâl Nehru
Geniş Aile'nin Cevahir'inden değil bu.
O "Kızıl Cevher" Nehru!
1889'de, Hindistanda doğdu,
Çalıştı çabaladı, ilk başbakanı oldu,
Helal olsun, helal olsun sana,
Cevahirlâl babaaaaa, Cevahirlâl babaaa, oooo, oooo, oooleeeeyyy....
Kimileri onun için aşırı milliyetçi, faşist, kimileri sosyalist, kızıl gerilla diyor; kimileri Gandhi ailesine olan yakınlığını kullanan bir fırsatçı, maceracı, kimileri de hayalperest diyor.
Hindistan'ın özgürlüğe kavuşması için hiçbir örgüte yada birilerinin dolduruşuna ihtiyaç duymadan, tamamen kendi çabalarıyla gösteriler hazırlamasını, çarpışmasını ve sonunda o ülkenin ilk başbakanı olmasını açıklayacak tek kelime bence "kahraman"dır aaagadaş!!!
Krishna tependen baksın Nehrucuğum, kızıl cevherim, ateş taşım benem...
Sultan Kâbus
Bu sakalının her bir telinin ayrı ayrı tarandığını düşündüğüm ve ileri yaşına rağmen inanılmaz yakışıklı bulduğum 1940 doğumlu karizmatik beyefendi, tam adıyla Qaboos bin Said al Said, Umman'ın şu anki sultanı.
Güney Yemen'deki sosyalist hareketlerle ve Dhofar İsyanı olarak bilinen bir iç savaşla mücadele ettikten sonra ülkeyi "Maskat ve Umman"dan "Umman Sultanlığı"na getirmeyi başarmış.
Uyguladığı dini liberalizm politikası sayesinde ülkedeki en baskın ikinci din olan Hinduizm, Arap yarımadasındaki tek ve en geniş nüfusa bu ülkede sahip olmuş. Ayrıca İslamın İbadiyye mezhebine mensup tek devlet.
Kimler için Kâbus veya bu bizim bildiğimiz karabasan anlamındaki Kâbus mu yoksa daha başka bir anlamı var mı bilmiyorum ama beni de hafiften tırstırmıyor değil.
Sizi de çok ahibbek majesteleri :)
----------------------------
Ağır abilerimi inceledikten sonra, şunları da yazmazsam içimde kalır canlarım, o yüzden bir de bunları buyrunuz:
- Nuşirevan: Çok romantik bulduğum Farsça bir isim, ki halen de kullanılıyor. Adaleti ve halkına karşı cömertliğiyle o kadar ünlü bir Sasani hükümdarıymış ki, bir rivayete göre Hz. Muhammed bile: "Keşke Nuşirevan-ı Adil de benim ümmetimden olsaydı" demiş. I. Hüsrev olarak da biliniyor ve adının aslı olan Anoşek-revan ile aynı anlama geliyormuş, "Ölmez, Ebedi Ruh".
- Dürrüşehvar: Nerelerden duyup da öğrendiğimi bilmediğim bu isme bir tek Halife Abdülmecit Efendi'nin kızında rastladım. Anlamı "Şahın İncisi" imiş.
- Ardeşir: Kurdeşen veya tebeşir gibi acayip bir isme sahip bu Sasani hanedanı krallarından üç tane var. Anlamı "Tanrının Sözünü Almış" demekmiş.
- Kavad: Yemin ediyorum burada bir art niyet yok. Ne bileyim Sasanilerin bu kadar orijinal isimler bulacaklarını? Belki de bizim aklımız fesattır, ne malum? Bunlardan da iki tane var ve hepsi de babalarına karşı gelerek tahta geçmişler. Anlamını bulamadım ama belki de "vay seni kavadın oğlu" deyişi buradan geliyordur, kim bilir?
- Şalmaneser: Böyle birazcık Selman, birazcık Charlamagne karışımı, karizmatik bir Asur kralı. Bunlardan özellikle beşincisi Tevratta bol bol geçiyor. Pek rahat vermemiş zavallı İsrailoğullarına.
- Huitzilihuitl: Yapmayın ama bunu, yapmayın ama bunuuu... Sonra vay niye krallığımız yıkıldı da bilmemne de... Aztekler umarım sarımsak soğan yemeyen bir millettir, zira şu bol hahlamalı hohlamalı adı kralın önünde telaffuz etmek, o ağız kokusuyla pek bir cesaret isterdi. Anlamı "Arı Kuşu Tüyü" imiş. Oooldu canım.
- Montezuma: Her okuduğumda "muntazam" demek istediğim, doğru dürüst bir tasviri olmadığı için de erkek mi kadın mı bir türlü anlayamadığım bir Aztek lideri. Kızılderililer zaten milletçe kadın mı erkek mi pek anlaşılmayan bir topluluk. Uzun saçların aldatıcılığı bir yana... Hayır çok afedersiniz kadına benzettiğim vakitlerde bir göğüs görmeye çalışıyorum, bedeni kuş tüyleriyle dolu bir insanın göğsünün kabartısını nasıl seçeceğimi bilemiyorum, e erkek olsa zaten böyle hallere bürünmez. Anlamı da "Gök Gibi Gürüldedi" imiş! Ufff, zor iş valla...
- El Cid: İsmin orijinalliğinden ziyade, sanırım tarihteki en kısa isimli liderdir de kendisi. Gerçi asıl adı Rodrigo Díaz de Vivar, Cid Arapların ona takmış olduğu isim. Mağribî Arapça'da Seyyid, yani Efendi, Bey anlamına geliyormuş lakin neden böyle kısa bir lakap seçildi, neden başlarına bir üç harfli sardılar bilmiyorum.
- Tojo: Haydi o lakaptı. Peki ya bu? Kabul, Japonya'nın, hatta genelinde uzak doğunun hiçbirşeyine aşina değiliz, en basit şeyleri bile bize komik geliyor ama bu kadarcık da kısa isim olmaz ki be gülüm? Eşiniz hanımefendiyle vaktinde nasıl tanıştınız siz?
- Ben Katsuko Ito, sizden çok hoşlandım,tanışalım mı ?
- Tojo.
- Efendim?
- Adım... Tojo...
- Memnun oldum.
- ...
- ...
- ...
- ...
- Savaş çıktı, gitmeliyim.- Peki, iyi günler...
- Keykubad, Keykavus, Keyhüsrev Üçlemesi: Bunlardan bizde bolca varmış zamanında. Şimdi bir kere hepsinden en az üç tane var. Sonra II. Alaeddin Keykubad, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in oğlu (tamam wikipedia'dan baktım, ne var? Hıhh...) Sonra I. İzeddin Keykavus da I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in oğlu, onun oğlu da I. Alaeddin Keykubad falan amaaaaan öfffff... Secerenizi mi ben mi tutacağım be!!!! Keyhüsrev Farsça'da "Büyük, Ölümsüz Ruh" demekmiş. Kubad ise "bayağı, gösterişsiz" demekmiş ama Keykubad olunca anlamı değişiyor mu bulamadım. Keykavus ise latincesi Cepheus olan Kral takımyıldızının İran astrolojisindeki karşılığı imiş.
- Muvatallis, Hattuşil, Murşili: Bunlar da az değil hani. Tamam Hititsiniz, kralsınız, eyvallah... Ama en azından azıcık Mısırlı rakiplerinizden feyz alın ya, Murşili diye isim mi olur oğlum? Şaşırdın mı sen? Ben sizin saraya teşrifatçı olsam ilk halka seslenişte boynumu vurursunuz valla.
- Veee huzurlarınızda yüce majesteleri Hattuşulu.... Ehemm, öhöömmm, Hattoş... Ahahah, ay çok pardon. Ciddiyet ciddiyeeeet!! Eveeet, huzurlarınızda kralımıııızzz Hattuşilililili lili yaaaar, Hattuşililili yaaaar, yüzüüüm güldü sağğyendeee... Ahahahahaaaaa... Ya bi gidin yaa haıushdahsd...
- Puduhepa bu herif neler saçmalıyor böyle?
- Puduhepa mı? Prrrsssffffff, yenge o nasıl isim allasen?
- Sen Yüce Tavananna hakkında nasıl konuşuyorsun?
- Tava ney ney?
- Cellaaaat, cellat Telipinu, gebert şunuu!!!!
- Telepinu mu asdakdhaksj, alllaaam ölecem ahaha... Gıyk...
----------------------------
İşte kral olmak, ünlü olmak, akılda kalmak böylesine meşakkatli bir konu dostlar.
Ha mevzu sadece krallıkta da değil.
Örneğin,
Murtaza veya Abuzer adını duyduk mu hiçbirimizin gözünün önüne öyle yakışıklı, metroseksüel bir tip gelmiyor.
Ki burada tüm Murtaza ve Abuzerlerden özür diliyorum! Konunun onların şahsiyetiyle hiçbir alakası yok, ayrıca biliyorum ki kaideyi bozacak bir çok da istisnası vardır bunun.
Daha ziyade akıllarda canlandırılmış, yanlış ve gereksiz bir imaj var.
Sonra mesela bir erkek olarak kendi adıma konuşayım.
Bir kızın adı Setenay ise mesela, o kızdan için otomatik olarak güzellik kraliçesi imajı canlanıyor kafamda. İsterse Elephant Woman kıvamında olsunlar. O ön yargı yerleşti bir kere!
Sonra mesela Ayselen.
Tanıdığım bütün Ayselenler şirinlik abidesi canlılar.
Derken Esra.
Tanıdığım bütün Esraların hepsi de orijinal kızıl saçlı.
Ya Sanem'e ne demeli?
Hiç çirkin ve huysuz bir Sanem duydunuz, gördünüz mü?
Ve al işte, tüm bunların yanında, başta da bahsettiğim Ökkeş!
Bir Ökkeş asla çevresi arasında sıyrılamaz, o ömür boyu sağın solun "aaaa Ökkeeeeeş, ahahaaaaa" gibisinden son derece salakça ve mantıksız alaylarına maruz kalmak zorundadır. Karısının ismi en fazla Fatmadır veya Kezbandır, ha bir ihtimal Kezbannur. Çalıştığı yerde olsa olsa personel müdürünün sadık yardımcısı olur.
Kimse bilmez oysaki o Ökkeş de en az Deniz kadar, Tunç kadar yakışıklı, kaslı, popüler olabilir ve Şahika, Okşan, Ruşen gibi bilumum fıstığın aklını alabilecek kapasiteye sahiptir.
Hem siz biliyor muydunuz, benim rahmetli ağabeyimin adı da Semir'di. O hayatımdaki ve anladığım kadarıyla çevremdekilerinde hayatındaki tek Semir'di. Ayrıca Tolga Karel'miş, Kıvanç Tatlıtuğ'muş, kendilerine yakışıklılık atfedilen bilumum zevat, üç kere gusül abdesti almadan onun yanına yaklaşamazlardı, öylesine de yakışıklıydı!!!
----------------------------
Böyleyken böyle işte, okurcumlarım.
Siz siz olun, çocuklarınıza ne isim vereceğinize dikkat edin.
Ya Eski Türk Uygarlıklarının yaptığı gibi 13. yaşlarına kadar geçici bir isim verip, sonra bir tören düzenleyerek o zaman kadar gösterdiği kişilik özelliklerine göre gerçek bir isim verin,
Ya Hami-Sami geleneklerindeki gibi önce bilinen tüm atalarınızın adını, aralarına oğlu veya kızı anlamına gelen "-ben, -ibn; bent, bintü" eklerini koyun, nihayetinde de kendi istediğiniz bir ismi koyarak çocuğunuz yedi sülalesinin adını tek başına taşısın,
Ya Eski Amerika Medeniyetlerindeki gibi doğadan, çiçekten, böcekten bir parça alıp Oturan Camış, Kakao Yaprağı, Sultan Sazlığı, Fatmagülün Suçu, Yolun Sonu, Ebemin Nikahı gibi belirtili isim tamlamasından oluşan isimler verin,
Ya da ne bileyim, biraz kafanızı kullanarak remix isimler üretin.
Ali> Alican> Aliye> Aliberk> Aligül> Alisu
Ayşe> Ayşecan> Ayşenur> Ayşegül> Ayşesu
Hatta uluslararası düşünün.
Nicholas> Nicholasberk> Nicholasiye> Nicholasnur...
Ama en önemlisi de,
Sağlıklı, anne babasına, eşine çocuğuna, vatanına milletine, hayırlı evlatlarınız olsun.
Varsın adları Ökkeş olsun, Mişel olsun, hatta Adenoid Hynkel olsun. Yeter ki insan olsun...
Hepsi cihanşümul olmasa bile kendi içlerinde birer kahraman olsun.
Siz de bir kere daha sevgiyle kalın canlarım.
(^_^)
----------------------------
Majesteleri, Tayland Kralı
"Phra Bat Somdet Phra Poramintharamaha Chakri Borommanat Phra Buddha Yodfa Chulaloke"
Saygıyla Selamlarız.
0 Yormuyorum:
Yorum Gönder