Böyle alabildiğine soyut, ucu açık tespitlerde bulunup sonra mutlu mutlu oradan ayrılan tiplere karşı öyle negatif duygular besliyorum ki.
Yok neymiş?
İnanırsak olurmuşmuşmışmiş
Tanrı bize kardeş vermeyi unutursa yerine kardeş gibi can dostları verirmişmüşmöş.
Asla vazgeçmemeliymiş, nokta kadar bilmemne için virgül kadar vattırı vızzırı olmamalıymışmışmış
Bııırrrrrreeeaaaaak canım sendeeee!!!
Gerçek başarı sadece ona yürekten inananlarla olurmuş.
Yöökyyeeeaaa???
Yani sana göre bilmem kaç bin kişilik bir maratonda sadece tek bir kişi kazanacağına inanıyor.
Diğerleri öylesine koşuyor. Laf olsun diye.
Elalem Forest Gump çünkü.
Teellaamm...
-------------------------------------------------
Özlü sözleri çok âfâkî, çok ucu açık, hatta ender olarak doğru olarak buluyorum ben.
Bir başarı hikayelerinden bu kadar tiksinirim sadece, bir de bu hikayelerin "özet geçiniz" versiyonları olan bu özlü sözlerden.
Ki yeri geldikçe böyle itin dötüne veya eşeğin olmadık bir uzvuna postalarım.
Tüm bu öfke, kin ve gayzın birinci sebebi:
Bir zamanlar o sözlere, o başarı hikayelerine çok ama çook çoooooook inanıyor olmam ancak sonuçta elimde kala kala o sözlerin yazılı olduğu kağıt parçalarının kalmış olması
İkinci sebebi:
Beni gaza getirmek için yutturulan başarı hikayelerinin dünyada sadece o hikayeyi yaşayan kişi tarafından yaşanmış olmaları, başarısızlıkla sonuçlanan hikayelerin ise, başta ben ve benim gibi mirilyorlarca insan tarafından test edilip onaylanması.
-------------------------------------------------
Peki aşk yok, sevmek yok, sevişmek yalan, o zaman gerçek ne ulan? diyeceksiniz biliyorum.
Demeseydiniz hatırım kalırdı.
Ben de benim inandığım şeyleri yazayım, o zaman da sizin hatırınız kalsın.
-------------------------------------------------
Bu veciz sözlerin müelliflerinden pek azını doğru dürüst tanıyorum, tanıdıklarımdan da pek azıyla, dini, siyasi, vattırı ve vızzırı konularda hem fikirim.
Hayır yani sonra çıkıp da "neden Ulu Önderimiz Osman Butuböken'in bir sözünü paylaşmadın da gittin vatan haini Kunter Başındanaşağıkaynarsudökülmezoğlu'nun sözlerini yazdın" demeyin.
Ben bu elemanların şunlarını çok takdir ediyorum,
Adamlar şaaptıracakları tespitler üzerinde sittin sene çalışmışlar, bizim gibi iki kelime Das Kapital okuyup "büyüyünce kominiz olcam lan ben" dememişler. "Yoga mı? Ayyy çok severim, buldukça yapıyoruz arkadaşlarla" falan dağıtmamışlar.
Ve en önemlisi:
Son derece netler.
Net. Direkt. Kıvırmadan!!!
O halde buyrunuz...
-------------------------------------------------
Giulio Andreotti
Başta insanlar hakkında kötü düşündüğünüz için kendinize kızabilirsiniz, ama sonunda, genelde haklı çıkarsınız.
---------------
Peter Ustinov
Fakirlerin savaşına terör, zenginlerin terörüne savaş denir.
---------------
Northcote Parkinson
Memurlar, terfide kendilerine rakip olabileceklerin değil, astlarının sayıca artmalarını isterler.
Bir oylamada karar, ilgisizlerin oyuna bağlıdır.
Bir konunun önemiyle, o konu hakkında tartışma süresi ters orantılıdır.
---------------
William Pulteney
Yarına ertelenebilecek bir işi asla bugünden yapmaya çalışma.
---------------
Benjamin Franklin
Demokrasi, akşam yemekte ne yenileceğine karar vermek için oy kullanan iki kurt ve bir kuzudur.
Bir hanımın kusurlarını öğrenmek isterseniz, onu bir başka hanıma övünüz.
Deneyim acımasız bir öğretmendir. Önce sınav yapar, sonra öğretir.
---------------
Hélder Câmara
Yoksul birine ekmek verdiğim zaman bana "Aziz" derler. Onun neden yoksul olduğunu sorguladığım zamansa "Komünist".
---------------
Sun Tzu
Muzaffer savaşçılar önce kazanacaklarını görüp sonra savaşa gidenlerdir. Mağlup savaşçılar ise önce savaş gidip sonra kazanacaklarını görmeye çalışanlardır.
Dostlarını yakınında tut, düşmanlarını daha da yakınında.
---------------
Friedrich der Große
Toplar, olmadıkları zaman kuru bir mahalle kavgasına dönüşecek olan bu savaşlara bir haysiyet katar.
En güzel kızlar, en alımlı leydiler... Hiç biri ilgimi çekmiyor. Ama şu uzun askerler yok mu! İşte onlar benim zaafım!
---------------
Niccolò Machiavelli
Savaşlar siz istediğiniz zaman başlar, ancak siz istediğiniz zaman bitmez.
Sevgi ve korku bir arada bulunamıyorsa ve birinden birini seçmek gerekiyorsa, korkulmak sevilmekten çoğu zaman daha güvenilirdir.
---------------
Hemene Moxmox
Beyaz adamın sorunu, başlarında çok fazla şef olması.
---------------
Malcolm X
Kimse size özgürlük veremez, kimse size barış ve adalet getiremez. Erkekseniz gidip kendiniz alırsınız!
---------------
George S. Patton
Askerler palaskalarını yiyebilirler ama tankların benzine ihtiyacı var.
Siz görevinizi yerine getirmeye çalışın. Sonuçların canı cehenneme.
Savaşların amacı ülkeniz için ölmek değil, karşı taraftaki itin kendi ülkesi için ölmesini sağlamaktır.
---------------
Phyllis Dorothy James
Biz İngilizler düşmanlarımızı affetmekte iyiyizdir, bu bizi dostlarımıza tahammül etme yükünden kurtarır.
---------------
İsa
Balta olsaydım keser, ateş olsaydım yakardım. Ama ben gönülüm, ancak sevebiliyorum.
Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği
fark etmezsin? Senin gözünde mertek varken nasıl olur da kardeşine,
"İzin ver de gözündeki çöpü çıkarayım" dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi
gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak
için daha iyi görürsün.
Sözlerimde nasıl bir kötülük gördüğünüzü söyleyin. Eğer yoksa, o zaman neden bana vurduğunuzu açıklayın!
---------------
Emma Goldman
Sistemde seçimle birşey değişebilecek olsaydı, sistem o seçimi yasaklardı.
---------------
Mevlana Celaleddin Rumî
Aşk ile şehvet bir olsaydı, eşekler aşkın şahı olurdu.
Sevgi insanı kör ve sağır eder.
Sual de bilgiden doğar, cevap da.
---------------
Molière
Yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemeli.
---------------
Al Capone
Elinde silahla kibarca sormak, sadece kibarca sormaktan daha etkilidir.
---------------
Steve Wozniak
Sonunda pencereden fırlatıp atamayacağın hiç bir bilgisayara güvenme.
---------------
Stalin
Bir insanın ölümü dramatik, on insanın ölümü trajik, milyonlarca insanın ölümü ise sadece istatistiktir.
Ölüm tüm problemlerin nihai çözümüdür, insan yoksa, sorun da yok demektir!
-------------------------------------------------
Tüm cevahirlerimi tek seferde yumurtlamayım ama değil mi? Sonraya da bırakayım biraz.
Hayır bir anda aydınlanıverirsiniz de mazallah.
Biz İlluminik Masonik Fasonlar, biliyorsunuz ki ışığı yavaş yavaş veririz, yoksa kör-şaşı falan oluverirsiniz!
Yaa işte böyle okurcanlar ve okurgüller.
Şimdi tüm şu sözlere bakıyorum da, belki de öyle çok hayat dersli, aman ufkum tavana vurdu, vay zihnim dimağım açıldı tarzı sözler olmayabilir ama hepsinin ortak noktası en başta da dediğim gibi, çok net, çok doğrudan olmaları.
Bu benim yaklaşık bir 3 yıldır falan çektiğim özlem.
Eski yazılarımı bir okuyorum da, ne kadar kolay, ıkınıp sıkınmadan anlatırmışım meramımı. Tamam yine edebiyat, süslü ağdalı cümleler falan gırla ama, en azından anlatırmışım kendimi.
Hani etrafta iki kelam edecek kimsem yok diye konuşmuyorum etmiyorum ama, kendi kendime konuşurken bile yaşıyorum ben bunu.
Arkadaş, insan kendi kendiyle bile açık açık konuşamaz mı?
Bak mesela Patton'a!
Adam direk sokmuş lafı.
Tamam arkadaş, özveridir, sıkıntılara göğüs germektir, icabında postallarımızı da yeriz de, benzinler bitince tanklar ne scheiße yiyecek?
Haydi tankcığım, haydi yavrum, vatanın için ilerle, ha gayret, bak tüyü bitmemiş yetimlerin duası seninle mi diyecüük???
İçten yanmalı motorların da yakıtı "İman gücü" değil malesef!
Ya da mesela Malcolm X.
Evet sevgili arkadaşlar, özgürlük çok önemlidir, eğer özgürlük olmasaydı, olmayan özgürlükler olan özgürlükler kadar özgür olamazlardı,
ben de çok çalışıp özgür oldum ve bugün herkese özgürlük vermek
istiyorum, ne güzel şey özgürlük, ey özgürlük, bir nesnenin özgür
ağırlığı ıdı ıdı, vıdı vıdı...
Tıskııyyyttt pis zenci!
Adamlar açık açık diyorlar abi:
"Yersen tirit, yemezsen sittirit"
Budur, açık, net!
İşte bunun özlemini çekiyorum ben.
Buram buram militarizm ve siyasi haset kokan sözleri işte tam da bu yüzden o sevgi dolu, iyilik ve umut aşılayan ama alayına ucu açık, tutarsız ve kişiden kişiye milyon kere fark gösteren sözlere tercih ediyorum.
-------------------------------------------------
Bir de şunu anlatmazsam çatlarım. Ve emin olun çatlamamı istemezsiniz!
Lise son sınıftayız.
Herkes harıl hurul, paldır küldür, o zamanlar adı ÖSS olan nalet gidesice üniversite sınavına hazırlanıyor. ÖSS'de sorulan sorular ile okulda anlatılan konular da tamamen farklı. Okulun müfredatı ayrı, ÖSS müfredatı apayrı. O yüzden dershaneye gitmeden bir üniversite kazanmak falan imkaniyetsiz!
İşte böyle milletin puan hesapları yaparak saç baş yolduğu bir ortamda ben, "ipimle kuşağım, başımı kaşıyım" ve "Tepebaşından aşşağa Kasımpaşa" rahatlığında takılıyorum.
O kadar rahat ve sıkıntısızım ki, bu durum milletin bir tarafına darbeli matkap gibi battı.
Öğürtmenim Syrano neden bu kadar umarsız, biz eşek başımıyız böyle kendimizi paralıyoruz, o da çalışsın, yırtsın kıçını, kafayı yesin, negaağtif etkileniyoruz bu durumdan diye viyaklamalar başladı.
Soluğu rehberlikçinin (PDR mi ne deniyor günümüzde) duvar boyu akvaryumlu odasında aldık.
Syrano bak şöyle çalışkansın, böyle akıllısın ama geleceğini hiç düşünmüyorsun. Bugün eve gidince ilk iş ileride hangi üniversiteyi okumak istediğine karar vermek olacak (ileride ne olacağım değil bak, hangi üniversitede okuyacağım, önemli olan o) .Ve bu konuda çalışma masana şu şu sözleri asmanı istiyorum. Ailene de soracağım yazıları astın mı diye (Benim inandığım motivasyon yolları değil yani, inanmam gereken motivasyon yolları).
İşin içine aile girince yemedi ve eşek gibi asmak zorunda kaldım o yazıları.
Yani bir damlacık bebeykene deli divanesi olduğum Power Rangers'in bile posterlerini asmamışım duvara, hatta duvara herhangi birşey asmaya karşı olan bir birey olarak büyümüşüm ama, bunun bir önemi yok. O yazı asılacak, o üniversite kazanılacak.
Valla geçmiş gün pek hatırlamıyorum ama birkaçı şöyleydi:
"Ben Değilsem Kim / Bugün Değilse Ne Zaman?"
"Başarı Sadece Ona İnanan ve Yolunda Ter Dökenlere Layıktır"
"Gideceği Yeri Bilmeyen Gemiye Hiçbir Rüzgar Yardım Edemez"
Comic Sans ile yazılmış olmalarına rağmen hiç komik gelmeyen bu birbirinden atarlı tutarlı laflar o dönem çok zorlama olsalar da bir şekilde duvarımda yer ettiler, o hayatı boyunca üzerine duvar saatindan başka şey asılmamış duvarlarımda.
Sonra artık bu bizim okuldan mı fitlediler, içlerine mi doğdu, yoksa bu aşırı rahatlığım dershanedeki ağbi ve aplaların da mı dikkatini çekti bilmem ama aynı şey orada da başıma geldi.
"Bak Syrano, bu böyle gitmez, üniversite böyle kazanılmaz"dan bir girdiler.... Allaaaamm çıldırazaaaaaammmm, çıkamadılar bir türlü.
Hatta bir yerde bu apla ağlamaya bile başladı!
Yazık kıza niye ağlıyor ki diye otomatik moddan manuel moda aldım kendimi bir dinleyim dedim.
Buna başaramazsın demişler, sen okuyamazsın, senden adam olmaz demişler. Geceleri sobanın başında, gündüzleri bilmemnerenin kışında okumuş ve sonunda kazanmış üniversiteyi.
O zamanlar bu üniversite öyle birşeydi ki, ister Nükleer Fizik okuyor olsun, ister Biçki-Dikiş, sanki Çankaya Köşküne çıkmış gibi birşeydin, laf da söyleyemiyordun. Neyse...
Hayır yani, benim sakin sakin ikinci senemde kazandığım bölümün yarısının yarısı bir puanla üniversiteyi tutturabilmiş (kaç yılda bitirebilmiş değil bak, kazanabilmiş) olmasının formülü olarak bana ne dese beğenirsiniz?
Başarı hikayelerini çokça okumak ve motive edici sözler paylaşmak!!
Zaten odası da boydan boya böyle sözlerle doluydu. Kızın verdiği dersin yarısı modüler aritmetik ise kalan yarısı tek kollu örümceğin bir fili nasıl da alt edişiydi.
Alınacak ders, "azımla mıçan dağları deler"
Hala bazen sağı solu toplarken lise zamanının bu başarı hikayeleri elime geçer de atar sobaya yakarım, sobada yakmama acımam da o zamanlar mürekkebe ve kağıda yaptığım israfa acırım.
Hala bazen sağı solu toplarken lise zamanının bu başarı hikayeleri elime geçer de atar sobaya yakarım, sobada yakmama acımam da o zamanlar mürekkebe ve kağıda yaptığım israfa acırım.
-------------------------------------------------
Uzun lafın kısasını vereyim mi cancağızlar.
Zamanında çoooook azimle mıçtım, hatta tuttum azim bile mıçtım.
Sonunda elime başarı geçmedi ama şeyime prostat geçti.
Siz de idrak yollarınızı iltihaplandırmak ve bilinç prostatı yaşamak istemiyorsanız,
Kasmayın anacım!
Ha lafımı dinlemeyip illa da kasacaksanız;
Kendiniz kasın, kendiniz için kasın, başkasının kasıklarıyla uğraşmayın.
Herkesin tuttuğu kendine, yediği önüne, yemediği ardına.
Yok elin adamı bir limon almış, parlatıp satmış, iki limon almış, o iki limonu parlatıp satmış dört limon almış vs vs...
İşin sırrı olan mikro iktisat denen, ölçek ekonomisi denen, sermaye denen birşeyden haberdar olmak için illaki üniversiteye gitmeye gerek yok.
O motivasyonel sözlerle kazanacağınız üniversitede öğrenebileceğiniz ilk şey, aslında o motivasyonel sözlerin bir halta yaramadığı ve hiçbir gerizekalının bir limonu parlatıp aldığı fiyatın iki katına satarak zengin olamayacağıdır.
Ama gerçeği size anlatmazlar,
Kendiniz olmanıza hele hiiiç izin vermezler.
Böyleleri için hayat ve herşey bir kavgadır, herşey bir mücadeledir, siz insan değilsinizdir, savaşçısınız, hatta savaş atısınızdır.
Kendileri bundan başka birşey olamadıkları için, olabilenleri de çekemez ve kendilerine benzetmeye çalışırlar!
Böyleleri için hayat ve herşey bir kavgadır, herşey bir mücadeledir, siz insan değilsinizdir, savaşçısınız, hatta savaş atısınızdır.
Kendileri bundan başka birşey olamadıkları için, olabilenleri de çekemez ve kendilerine benzetmeye çalışırlar!
Siz dershaneleri zengin etmeli, asla iş bulamayacağınız konularda üniversite okumalı ve bir diplomalı bin niteliksiz eleman olmalısınız.
Cenırıl Patton da burada kıçını yırtar "oğlum o iman gücü bir yere kadar, depoya bin kişi işeseniz yine dolduramazsınız" deyince de adamı inançsızlıkla sorgularsınız.
Yaaaa, inınırsık ılır baaanceeeee!!!!!
Lan daş yok mu daş, kaçma lan!!!!!
-------------------------------------------------
Sevgiyle kalıyorsunuz değil mi ha, mürüvvetini gördüklerim?
(^_^)
-------------------------------------------------
Zaten ihtiyacınız olduğu zaman ne o başarı hikayeleri ne de o veciz sözler imdadınıza yetişir, kalakalırsınız böyle ringlerde bir başınıza!
2 Yormuyorum:
Ayy ne güldüm yaa.Allah da sizi güldürsün.Az önce tesadüfen buldum sizi.Hayatta bırakmam:p Yeni post bekliyorum ona göre..Yeşim bendeniz
Çok memur olduk efendim, ben de Sinan :)
Bırakmayın bence de... Eski neşeli kırgınlığım kalmadı artık öfkeli bir kırgınlığım var ama olsun yine de bırakmanyın :)
Yorum Gönder