Sobalar...
Artık onlardan pek kalmadı.
Bir zamanlar soba kullanmak medeniyetin, pratik zekanın, felsefenin, ilerlemenin bir sembolüyken, artık üçüncü dünya ülkelerinin ilkel yöntemlerinden birine dönüştü.
Yine de sobalar kendi şahsiyetlerini, kimliklerini hep muhafaza ettiler!
Sobalar tarih boyunca hep başka bir adla, başka bir görüşle anıldılar, oysaki onlar hep vardılar...
Sonunda onlar da bu gidişattan bıktılar ve isyan bayrağını çekip varlıklarını ilan ettiler.
Her soba, sosyal adalet ve ütopik dünyaya ulaşmak için kendi yolunu çizdi ve taraftarlarını topladı.
Bu yazı, ateşe giden zorlu yolda varlığını feda eden demir yığınlarına adanmıştır.
-------------------------
- Soba: Üç temel elementi, odunu, ateşi ve dumanı içinde barındıran, çağlar boyunca farklı kimlik ve görüşlerle kendini ifade etmiş, metal bazlı varlıklar.
- Katolik Soba: Ateş, odun ve kutsal dumandan oluşan bir teslis inançları vardır. Odun yandığı zaman, ateşin hem odunun şahsi özüne hem de manevi özüne tesir ettiğine inanılar. Odun hem kendisi için, hem de insanlığı ısıtmak için yanarak kendini feda eder. Bu inanca göre bir soba hurdaya çıkıp da öldükten sonra Metallica Cennetine gidecek ve Manowar'ın huzurunda sonsuza dek mutlu yaşayacaktır. En bağnaz soba türüdür. Diğer sobaları reddederler.
- Ortodoks Soba: Odun yanarken sadece cismani varlığının yandığına, ateşin odunun manevi özüne tesir etmediğine inanırlar. Ateş ve odun bir özden, kutsal duman ayrı özden gelir.
- Protestan Soba: Yanma fikrine karşı çıkarlar. İçine ne atarsan at canları istemezse yakmazlar. Başka sobalarda yanmış birşeyi de yakmazlar. Soba ile ev arasında bir aracı olması fikrine sıcak bakmazlar.
- Fransiskan Soba: Bir sobanın mümkün olduğunda fakir olması gerektiğini düşünler. Genellikle sacdan yapılırlar. Evi çabuk ısıtır, çabuk hurdaya çıkarlar. Fakir fukara evlerinde bulunurlar.
- Evangelist Soba: Sobacılığın özüne dönmeyi tavsiye eden, kıyameti getirerek sadece odunu değil cümle alemi de yakmak isteyen sobacılık akımıdır. Amaçları Büyük Sobakalipse'yi çıkartıp dünyanın sonunu getirmektir. Sobarika'ya iltica eden sobaların bu görüşten olduğuna inanılıyor.
- Püritan Soba: Sobacılıkta saflaşmaya inanırlar. Onlara göre hiçbir soba gerçek değerinin farkında değildir. Her soba saflaşmaya çalışmalı, saf saf yanmalıdır.
- Taocu Soba: Sobanın ömrünün ateşe ve oduna dayalı olduğuna inanan, dolayısıyla bu yaşamsal özü korumaya çalışan sobalardır. Bazı sobalar hiç sönmeden günlerce yanmayı başarabiliyor mesela.
- Reformcu Soba: Sobanın eskiden daha farklı yanması gerektiğini düşünürler. Ne kalorifere benzerler, ne doğalgaza, ne de sobaya... Kapağı açılınca ocaksı bir düzenekle yandığı görülür. Odunu ve dumanı inkar eder, yanmak için başka yöntemler ararlar. Sonuçta odunu da mundar ederler, yeni yöntemler de bulamazlar. Acayip bir soba çıkar ortaya...
- Siyonist Soba: Bütün sobaların kutsal bir hurdalıkta bir araya geleceğine ve bir daha asla yanma gereği duymayacağına inanırlar. Bu yolda küresel ekonomiyi ellerinde tutmak için çok çalışmışlardır. Demir-Çelik fabrikalarında ve hurdalıklarda toprak hak iddia ettikleri için çoğu evden kovuldular veya toplama kamplarına götürülüp kendilerinden jilet yapıldı.
- Asobaist Soba: Sobaların yanması gerektiğine inanmazlar. Onlara göre ısınma ihtiyacı yoktur, dolayısıyla sobalar boşu boşuna kendilerini yakmaktadırlar. Bir soba yalnız kendi istediği zaman odunu yakmalıdır. Ayrıca diğer sobaların yanma sebepleriyle ve yanış şekilleriyle sürekli dalga geçerler. Kimse sevmez onları.
- Pansobaist Soba: Herşey bir sobanın parçasıdır. Bu yüzden odunu yakan soba, kendini de yakar, evini de yakar, alemi de yakar.
- Agnostik Soba: Sobaların yanması gerekliliği konusunda kesin bir fikre varılamayacağını söyleyen sobalardır. Onlara göre ateşin varlığı veya yokluğu bilinemez. Bu yüzden sobalar kendilerini daha yararlı işlere yönlendirmelidir.
- Varoluşçu Soba: Her sobanın bir maksadı vardır. Oduna odun olarak değil ağacın bir parçası olarak bakarlar. Kül de bir zamanlar odundur. Ateş de odun olmasaydı asla olamayacak birşeydir. Bir soba olmazsa dünyadaki tüm dengelerin değişeceğine, herşeyin farklı olacağına inanılır.
- Materyalist Soba: Sıcaklık birşey ifade etmez. Duman, bakış açısına göre farklı anlamlar ifade edebilen soyut bir varlıktır. Odunun faydası da görecelidir. Neticede tek gerçek sobadır, sobadan başka birşey yoktur.
- Sufi Soba: Onlar için herşey zahiri ve semboliktir. Odun kabahatleri, ateş çabayı, duman kurtuluşu temsil eder. Geriye kalan kül temizlenmişliktir, son değil yeni bir başlangıçtır. Özünde tüm sobalar birdir. Çoğunlukla kimse onları anlamaz...
- Evrimci Soba: Sobaların bir fabrikada yapıldığına inanmazlar. Onlara göre ilk soba milyonlarca yıl önce toprağa açılmış bir ateş çukurundan ibaretti. Zamanla günümüzdeki halini aldı. Gelecekte ateş olmadan ısıtacak bir soba nesline doğru evrimleşmeye devam ediyorlar.
- Emekçi Soba: Evin tüm yükünü taşıyan sobadır. Sadece evi ısıtmakla kalmaz, aynı zamanda çamaşırları kurutur, kuzine ise yemek pişirir, üstüne konulduğu zaman kestane pişirir, çay demler, banyoya su ısıtır...
- Sosyalist Soba: Enerjisini kendisi için kullanmaması gereken sobalardır. Bir soba asla kendi başına yanmamalıdır. Halkı için yanmalıdır. Birleşip sendika halinde yanmalıdır. Ayrıca hiçbir eve hizmet etmemelidirler. Çünkü ev sahipleri, emek vurguncularıdır. Sonunda doğalgaz sobası olsun, kömür sobası olsun, kuzine olsun, bütün sobalar bir araya gelmeli ve ortak fayda için çalışmalıdır. "Dünyanın bütün odunları, birleşin" diyerek ihtilale çağrı yaparlar.
- Faşist Soba: Sadece kendisini ve kendisiyle aynı fabrikadan çıkan diğer sobaları ısıtan sobadır. Başka fabrikadan çıkan sobalar, sobalık bilincini zedeleyen sobalardır ve yok edilmelidirler. Tüm sobalar sarı saclı ve mavi borulu olmalı, saf, arî sobaya ulaşılmalıdır. Siyonist sobaların baş düşmanıdırlar.
- Demokratik Soba: İçindeki odunlara yanmayı isteyip istemediklerini soran sobalardır. Çoğunluğun kararına göre hareket ederler. Yanmak istemeyen odunların haklarını korurlar. Evin çıkarlarıyla uyuşabilmek için sıcaklık kanunları yayınlarlar. İyi yakılmadıklarını düşünen odunlar gensoru ve erken seçim önerisi verebilir. Ev iyi ısıtılmadığını düşünüyorsa, sobaya ültimatom verir. Sonra odunlar arasında sobanın dış mihrakların bir uşağı haline geldiği konusunda dedikodular başlar. Muhalif odunlar bastırır, soba da gelecek seçimlere kadar dişini sıkar.
- Teokratik Soba: Sobaların tek varoluş amacının yanmak ve yakmak olduğunu söyleyen sobadır. Yanmak istemeyen odunları kalitesizlikle suçlar ve kova dışı ederler.
- Anarşist Soba: Yanmayı gerektiren tüm durumları ortadan kaldırmayı amaçlarlar. Kimsenin bir odunun yanmasını istemeye hakkı yoktur. Ateş, toplumsal sömürünün temel ögesidir ve sobaları sömürmek için kullanılan bir silahtır. Sobalar direnişe geçerek evleri, kendilerini kullanmak isteyenleri ve ısınma ihtiyacına neden olan şeyleri yok etmelidir.
- Seküler Soba: Herşeyin bir hurdalıkta sona erdiğine inanır, geri dönüşüm fikrini kabul etmez ve bu yüzden kullanılmayı reddederler.
- Hümanist Soba: Kendilerini insanoğlunun ısınmasına vakfetmiş, karşılık beklemeyen, sağ duyulu sobalardır. Yanma işlemini daha da mükemmelleştirmek için çalışır, ötesiyle ilgilenmezler.
- Feminist Soba: Dişil sobalardır. Kendilerini erkek bir kullanıcının yakmasına izin vermezler. Sadece bir ısınma aracı olarak görülmeyi reddederler. İstedikleri odunu, istedikleri gibi yakar, ateşlerini istedikleri gibi yayarlar. Canları isterse soba, isterse araba, isterse tomografi cihazı olurlar ve başka araç gereçlerin yapabileceği herşeyi yapabileceklerini kanıtlamak isterler.
- Muhafazakar Soba: İçine mümkün olduğunca çok odun alıp, onları da elinden geldiğince yakmamaya çalışan sobalardır. Ev sahiplerini çileden çıkartırlar. Mahalle baskısının başlıca nedeni bu sobalar ve sobalı evlerdir. Hiç kaloriferli bir evde mahalle baskısı gördünüz mü? İşte!
- Liberal Soba: "Bırakınız yansınlar, bırakınız tütsünler" mantığıyla yanan sobalardır. Ateşe, oduna, dumanına karışmazlar. Soba yanıyor mudur? Evet. O halde sorun yoktur.
- Burjuva Soba: Tüm odunlar onun denetimi altındadır. Yararlı odunları kendilerine saklar, işe yaramaz odunları kullanır, yoğun şekilde is çıkartarak bacayı doldurur ve sobaları deli ederler.
- Hippie Soba: Bütün bu yanma-sönme işlerinden bıkan sobalardır. Bir gün borularını toplayıp çekip giderler. İçlerine sinmiş kurumları, isleri, külleri yıkamazlar. Üstlerindeki sac korumaları çıkartır, çırılçıplak dans ederler. Sürekli ot çekerler... Şey yani, yakarlar.
- Çevreci Soba: Küresel ısınmadan ödleri kopan, duman çıkartmamak için kendilerini harap eden, sık sık eylemlere katılıp oraya buraya pankartlar asan sobalardır.
- Aristokrat Soba: İçine çok az odun alabilen, ev bir yana odayı bile zor ısıtan, üstü desen desen işlemeli, işlevsellikten uzak, görsellik için üretilmiş sobalardır. Pratikte bir işe yaramamalarına karşın tarihe en çok direnebilen ve günümüze kadar gelen, köklü geçmişleri olan sobalardır. Çok pahalıdırlar ve her eve girmezler.
- Platonik Soba: İçin için yanan sobalardır. Ev için çok yoğun duygular hisseder fakat bir türlü ifade edemezler. Hani bir kibrit yakıp içine atarsınız, bir zaman sonra da yanıyor mu diye kontrole gelirsiniz de kapağını açarsınız, sonra yanmadığını zannederek bir daha kibrit yakmaya yeltenir de kıyılarda köşelerde küçücük bir ateş görürsünüz ya... İşte o sobalar bunlardır. Sonunda öyle bir yanarlar ki siz bile inanamazsınız, hatta soba bile inanamaz'
- Oportunist Soba: Çok çıkarcı sobalardır. Ev ahalisi soğuktan kırılsa bile, soba bu durumdan kendine bir pay çıkarmadan yanmak bilmez.
- Fütürist Soba: İleriyi düşünerek yanan sobalardır. Yandıkları zaman gelecekteki sıcak günleri düşünürler. Söndükleri zaman gelecekte nasıl tekrar yanacaklarını düşünürler. Bir zamanlar nasıl yandıklarını düşünmek ise zaman kaybıdır.
- İdealist Soba: Büyük bir amaç için yandığını düşünen, yanmadığı zaman bunun sobalık alemine kara bir leke olduğunu bilen, ev için, şerefi için yanan sobalardır. Rüşvetle yanmazlar, rüşvetle yananları hemen ihbar ederler. Arada yanlışlıkla sönerlerse bunu onurlarına yediremez ve eve detaylı bir rapor vererek istifa ederler.
- Hazcı Soba: Yanma işinden mümkün olduğunca fazla doyum almak için çabalar. Yanacak olması onu mutlu etmezse de asla yanmaz.
- Estetik Soba: Sanatsal amaçlar güden sobadır. Dalga dalga alevler çıkartarak göze, çıtır çıtır yanarak kulağa hitap eder.
- Sadist Soba: Bir yanmaya başladı mı harlandıkça harlanır, git gide ısınır, ısındıkça ev halkını sucuk gibi terletir, terlettikçe daha çok ısınır, saunaya çevirir evi. Birşey değil suyla da söndüremezsin, kapatsan bile sönmesi en az bir saat alır. Ev, işkence evine döner.
- Mazoşist Soba: Orasının burasının yumruklanmasını seven sobalardır. Borusu tam yerleşmez, bir yumrukla yerleştirmen gerekir. Kapağı sıkışır, maşayla eğerek düzeltmeye çalışırsın. Sıcaktan kova eğrilmiştir ve sobadan çıkamaz, çekiçle vura vura eski haline getirmeye çalışırsın. Psikolojik sorunları olan sobalardır bunlar.
-------------------------
Görüldüğü gibi soba deyip geçtiğimiz şeyler de kendi içlerinde bir ideolojiye, bir şahsiyete sahiptirler, her ne kadar unutulmaya yüz tutmuş olsalar da...
Oysaki onlarla o kadar çok anımız var ki!
Üstünde pişirilen kestanelerin yerini ne tutabildi bu güne kadar?
Yada üstüne su sıçratıp, olmadı tükürüp de "acaba ne olacak" merakımızdan daha büyük bir merakımız oldu mu hiç?
Pastel boya ve oyun hamurlarını sobanın en görünmeyen yerlerine dayayarak eritme ve o eriyen boyalardan oluşan son derece sanatsal şekiller, hangimizin resme bakış açısını değiştirmedi?
Bugün modern fırınlarda pişirilen bir tavuk, hiç kuzinede pişirilenin tadını verdi mi size?
Sobanın bulunduğu odanın çöl, olmadığı odanın kutup ikliminde olduğu hissi, size de hiç garip bir eğlence hissi vermedi mi?
Dahası hiç, siz evde yalnızken ve soba yanmadığı zamanlar daha da bir yalnız hissederken, sobayı yakınca sülalecek bir aradaymış hissine kapılmadınız mı?
Hatta hiç, yalnızlık hissetmemek için soba yakmadınız mı?
Boşuna demiyorum ya işte;
Aslında her soba bir insandır!
Her sobanın bir hikayesi, bir şahsiyeti, bir duygu dünyası vardır.
Sobalarınızı sevin, sayın. Onlara sıcak ilişkilerle yaklaşın.
Sıcacık sevgilerle kalın.
(^_^)
-------------------------
Vay sobasını sayın seyirciler.
Bu gördüğünüz bir soba! Evet, rakamla da soba, yazıyla da soba.
Hatta St. Petersburg'daki Catherina Palace'de bulunduğu için, Kiril alfabesiyle de Печь.
Hani duyguları olduğunu, güceneceklerini bilmesem, "Ahh be abi bir şu sobaya bak, bir de bizimkilere..." derdim ama işte, küserler mazallah!
0 Yormuyorum:
Yorum Gönder