Benim için muhasebesini tutamayacak kadar hızlı geçen bu yılın ardından yine bir yeni yılda daha girmek üzere olmanın saçma sevincini yaşıyoruz efendim.
Bu arada Bireysel Kişim 2 yaşına giriyor şaka maka.
Yoo niye şaka, gayet de ciddi ciddi 2 yıl oluyor işte.
Her neyse efendim,
Dediğim gibi bu 2010 yılında neler oldu, neler bitti hiç biri aklımda değil. Hatta 2010 yazarken iki kere düşündüm acaba yılı doğru mu yazdım diye...
Saddam Hüseyin de idam edilmiş olabilir, Hiroşima'ya atom bombası da atılmış olabilir, hatta Marilyn Monroe ölmüş bile olabilir.
Bu işte büyük bir yanlışlık var, bu kadar boş olamaz bir 365 gün ama neyse, dediğim gibi daha dün güle oynaya girdiğim şeye bir iki gün sonra tekrar gireceğim.
Yeni yıllar iyidir aslında, birşeylerin geçip gitmekte olduğunu hatırlatıyor insana. Benim gibi boş insanlara bile.
-----------------------
Gelen yeni yıldan hiçbir şey dilemiyorum bu sefer. Hatta hiçbir şey diliyorum, evet!
Bu sene hiç birşey olmasın, böyle tüm olan biteni rayına oturtmuşken ben, herşey yolunda giderken, lütfen hiçbir şey olmasın.
Hele güzel birşey hiç mi hiç olmasın. Bunalım takılmanın dayanılmaz hafifliğini doya doya yaşadığım bu yılda öğrendim ki, mutluluk insanı en çok yoran şey.
Mutsuzluk, can sıkıntısı, üzüntü, bunlar daha kolay şeyler, daha az yorucu, yaşaması da taşıması da daha kolay.
Her sene dünya barışı, aşk, para ve sağlık dilemek, tam tersini getirmekten başka bir şeye yaramıyor.
Yanlışsa birileri söylesin de bu yapar emosallıktan kurtulayım, gerçekten.
Hayır böyle deyince de vay efendim sen ne karamsar şeysin, aman niye böyle diyorsun, vay bak sen de birgün mutluluğu tadacaksın falan filan feşmekan...
Dördüncü sevgiliyi eskiten hanım arkadaşlarımla, dördüncü çocuğa hamile olan (tabii ki yine hanım) arkadaşlarım bana önce de, şimdi de, sonra da aynı tavsiye ve telkinlerde bulunuyorsa, o tavsiye ve telkinlerin samimiyetinden şüphe duyarım ben şahsen.
-----------------------
Bir de;
Unuttuysan anımsa, kaybettiysen ara, özlediysen git bul, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet, seviyorsan söyle, çünkü: Yenir bir yıl başlıyor!!!
Cicişliği var ki ayrıca bir bayıklık faktörü oluyor artık. Aynı mesajı her kandil, bayram, düğün, sünnet, cenaze, 29 Ekim, 1 Mayıs vs... önemli gün ve haftalarında da alıyorum ve o zaman da bayıyor, ayrı.
Yarının da diğer tüm yarınlardan bir farkı yokken niye kızdığım kişiyi sırf bu yüzden affedeyim a canlarım? Yada affedesim olsa niye kızayım, niye illaki özel bir gün bekleyim durduk yere?
Yada neden o kişi bana "Syrano seni çok kırdım ama yarın yeni yıl, beni bağışla" demiyor?
Niye illaki ilk adımı ben atmalıyım?
Ayrıca da,
Evet efendim sular seller gibi aşığım, dereler tepeler kadar da, dünyalar kadar da seviyorum, masaldaki tuz kadar da seviyorum ama söylemeyeceğim.
Söyleyebilecek olsam niye durayım?
Yada böyle önemli günlerde sevgiler, aşklar itiraf edilince reddedilme ihtimalleri düşüyor mu?
Memedalibirand enkırmeni: "Ve geldik paranın notlarına, biliyorsunuz yarın yeni yıl, yeni yılda aşıkların reddedilme oranı %60 düştü, Öro değişmedi, Altın... Altın yatırımcısını sevindirdi. Yarın kimselere randevu vermeyin yine birlikte sevişelim" mi buyuruyor?
Yada ötelerden biri;
- Canım bugün yeni yıl ve artık söylemek istiyorum, seni çok seviyorum, tertemiz bir aşk besliyorum sana karşı. Bir bilsen o kadar değerli ve sevgilisin ki benim için ıdı vıdı ıv ıv dıv dıv...
- Neee??? Ya sen manyak mısın?
- E ama yeni yıl, hık mık, kem küm?
- Aaa delinin zoruna bak!
- Ee hani seviyorsan söyleydi?
- Ay git başımdan be aptal....
Muhabbetininin olmayacağını garanti mi ediyor?
Evet, bilhassa da aşk mevzuuna taktım efendim, tamam abazanım, eyvallah.
Yeni yıl bize sadece arkadaş, hatta kardeş gözüyle bakılmamasını sağlıyor mu siz onu söyleyin de, varsın ben yine bireysel abazan olarak yazmaya devam edeyim...
-----------------------
Her sene buyurduğum kehanetleri (ki çoğu da tutmuşken) bu sene sallıyorum, dünyayı bu çok mühim fikirlerimden mahrum bırakıyorum.
Ha ama illaki de istiyorsanız buyrun:
- Bir güzel şeye karşılık iki kötü şey olacak.
- Tek yanlış, üç doğruyu götürecek.
- İnsanlar silahlardan, hastalıklardan ve anlayışsızlıktan ölecek.
- Birileri birilerini sokağa dökecek.
- Cumhuriyet ve laiklik yine elden gidecek, islamcılar ve şeriat yine ülkeyi tehdit edecek.
- Terörü bitirmekte kararlı olunacak.
- Bindiğimiz Avrupa Birliği treniyle güvenle ilerlemeye devam edeceğiz.
- Mazot 1TL olmayacak.
- Ermenistan ile ilişkilerimizi normalleştirme çalışmaları yürüteceğiz ve Ermenistan kendisini katlettiğimizi kilimcinin kör oğluna onaylatmaya çalışacak.
- Eurovision'a İngilizce şarkıyla katılacağımız için dilimiz bozulacak, kültürümüz yozlaşacak.
- İtin biri (özür dilerim, sizden, itten değil) sevgilisinin kafasını kesip kafatasından şarap içecek ve gençlerin toplum içindeki yeri tekrar sorgulanacak.
- Üniversiteye kol kola giren biri türbanlı biri mini etekli iki kız arkadaşın fotoğrafları gazetelerde boy boy yayınlanacak ve bir kısmımız cinsel olarak bir kısmımız da siyasi olarak tahrik olacağız.
- Yaklaşan seçimlerle başbakanın gizli eşcinsel, muhalefet liderlerinin biseksüel, bilmemnere valisinin überseksüel olduğunu öğreneceğiz. Bir de bir parti üyesinin kırk göbek uzaktan akrabasının Hellori Hazretlerinin dizinin dibinde fotoğraflarını görüp, yeni başbakanın karısının menapoza girdiğini falan da öğreneceğiz.
Daha küresel ve geniş çaplı kehanetlerim için benimle şahsi olarak irtibata geçmelisiniz zira dünya buna hazır değil, ben bile hazır değilim.
-----------------------
Hasılı efendim,
Bu sene yeni yıla girmek istemiyorum.
Eğer çok istiyorsa, bu birşey değiştirecekse, yeni yıl bana girebilir.
Ben her ne kadar karanlık tablolar çizmeye meyletsem de,
Hepinize ne iyi, ne kötü,
Tam da istediğiniz gibi yıllar dilerim.
Sevgiyle kalışın
(^_^)
-----------------------
Bir liste yaptı ve iki kere de kontrol etti.
Siz de o listedesiniz.
Korkun, fazlasıyla korkun.
Noel baba, şehrinize geldi!!!
0 Yormuyorum:
Yorum Gönder